Çoğunun stresi, sizden katlarca yüksek. Alakası yok, demeye getiriyorum. 15 yaş insanın ergenlik dönemi. Boy, vücud şekli vb. bir sürü şey değişiyor. Bunları çöpe atmayın. Benim bildiğim ergenlik 15'ten sonra bitiyor genelde şimdi saçma gelecek ama CS'den ban yemiştim o çok büyük etken oldu bu olaylara. ateistlerin yaşam amacı. tanrı korkusu olmadan iyi bir insan olmak. dincilere ve yobazlara laf anlatmak değildir; onun için bu başlıkta uzun uzun yazmaya da gerek yoktur. binlerce yıl önceden kalma söylenti ve dogmalara göre yaşayanlara kıyasla da daha gerçekçi amaçları vardır. edit: vay be (!) başlık başa kalmış. troll Peki abstract metot nedir ve nasıl oluşturulur ? Öncelikle bu kavramı açıklayalım. Abstract, yani soyut metot, içerisinde kod barındırmayan, yalnızca imzadan ibaret olan metotlardır. Antik Yunanlar için hayatın amacı mutluluk değil; Eudaimonia'dır. Eudaimonia Nedir? Bu kavram çoğu zaman mutluluk ile karıştırılır fakat dilimize en uygun çevirisi için birçok İnsanınyaratılış amacı Allah'ın kendi gücünü görmekten ibaret olup, ancak insanın yaratılış amacından gaflete düşerek, yaşam gayesini ve amacını iki delik için yaşaması ve bunu yaratılış amacının önüne geçirmesi dünya kuruldu kurululalı Mevlâ'nın kurmuş olduğu sistemin her devirde bozulmasına sebebiyet vermiş ve yine Mevlâ'nın göndermiş olduğu dini Böyle bir şeyi istemek Müslümanlar için haramdır. Dinimize göre, Hz. İsa (as)'ı veya İncil'in varlığını inkar eden bir kişi dinden çıkmış olur. Buradaki çağrı, Hristiyanların Kuran'ı anlamaları, Kuran'a inanmaları ve kendilerine Kuran'dan verilmiş olan delillere ikna olmaları için yapılan bir çağrıdır. mSPFsvb. EğitimAmel Ne Demek, Tdk Sözlük Anlamı Nedir? Amel Defteri Nedir?Arapça kökenli bir sözcük olan amel, bir amacı gerçekleştirmek üzere yapılan iş anlamına gelir. Dinimizde ise bu kelime daha çok, kulun dünya hayatı boyunca işlediği günahlar ve sevaplar için kullanılır. Amel-i talih, hayırsız, kötü iş; amel-i salih ise hayırlı iş manasına gelir. Amel ne demek, TDK sözlük anlamı nedir? Amel defteri nedir? İşte, merak edilen tüm - 1619 Son Güncellenme - 1619 Güncelleme - 1619Amel kelimesiyle eş anlamlı olan sözcükler şu şekilde sıralanabilir 1- Eylem 2- İş 3- Fiil 4- Davranış Amel Ne Demek, TDK Sözlük Anlamı Nedir? Amel kelimesinin sözlük anlamı iş ve eylemdir. İslam literatüründe kişinin Allah'ın rızasını kazanmak için yaptığı her ibadet hayırlı amel olarak nitelendirilir. Allah'ın haram kıldıkları ise kötü ameldir. Amel Defteri Nedir? Dinimize göre kulun dünya hayatı boyunca yaptığı her şey Kiramen Katibin yazıcı melekler tarafından yazılır. Tüm günah ve sevapların yazılı olduğu deftere ise amel defteri denir. Ahiret gününde amel defteri soldan verilecek olanlar Ashab-ı Yesar cehenneme, sağdan verilecek olanlar ise Ashab-ı Yemin cennete gidecektir. 41 Varsa diye değil var olarak yaşar Ümmeti Muhammed. Her gün her daraldığımda her şey üzerime gelecek gibi olduğunda sıkıldığımda umudum kalmadığında mutlu olduğumda her zaman rabbimin kitabını ve mealini okuyorum nedir sorun? Sorun Meteroid ve Astroid'lerin yıldız olarak tanımlanıp şeytanlara atılması, sorun derişim bilinmediği için denizlerin karışmıyor denmesi, sorun dünyanın ortadoğudan ibaret sanılması, sorun dünyanın düz sanılması, sorun çamurun karıştırılıp insan olması... 42 aydos_33 hocam sayesinde dinimde kalmayı başardım belki bana yardım etmeseyedi dinimden çıkmış olacaktım. Biraz konuşun belki yardımcı olur size. Tabii size kalmış 43 Ben de bilmiyorum ki. Yaşıyoruz işte. 44 Açıkçası hayatı zorlaştıran insanlar ve emin olun iş yormaz insanları insanlar zorlaştırıp yoruyor 45 Benim için zevk ve sefadan başka bir amacı yok ama zevk ve sefa içinde yaşamıyorum, geleceğimi bu yönde şekillendirmeyi düşünüyorum; tabii imkanların el verdiği kadarıyla... 46 Rastgele değil hocam. Diğer konularda saygı duyduğum bir insansınız ancak ateizm nedir onu bile bilmiyorsunuz şu anda. Aksine, ateist adam dünyada bir şeyler bırakmak için çok çalışır, dine inanan ise öbür dünyayı bekler. 47 İleride kariyer planlaması yapmak ve eğer Müslümansa rabbine kulluk etmek 49 Hocam, biz sizin dininize saygı duyarız fakat bizim dinimize göre Müslüman olmayanlar maalesef öteki tarafta pek iyi karşılanmayacak. Biz sizin iyiliğiniz için dinimizi yaymaya çalışıyoruz, ayrıca dinimize laf ettiremem, ben Allah'ı mantığımla/aklımla buldum siz de bulursunuz İnşallah. 50 Katılıyorum. Müslüman olunca bir şey kaybetmiyoruz. Diyelim ki dinimiz aslında yalan olsaymış ki sanmam ama ne kaybedeceğiz? Bize bir şey olmaz Günde ortalama 8 saat bilgisayarlarımızın başında oturup, Excel Spreadsheetlere, Word dökümanlarına, PowerPoint sunumlarına bakarken, küçük bir ara alıp bilgisayarımızın başına döndüğümüzde kendimize bir an sorarız, “Sahi, hayatın anlamı nedir? Her pazartesi’nin ruhsal bir işkence gibi geldiği, her cumanın dinsel çağrışımlarının ötesinde, zihnimizde iş bitimine istinaden kutsal bir gün ilan edildiği hayatımızda, bu küçük mutlulukların ötesinde, gerçekten de “Hayatın anlamı nedir?” diye sorarken bazen bir yol gösterici ararız. Bu yol göstericiyi şu anda bu yazıyı okuyarak bu yazıda arıyorsunuz, ama çok heyecanlanmayın, biz de size yol göstermeyeceğiz. Haşa, ne haddimize! Felsefe düşünürlerinin, psikologların, sanatçıların ve edebiyat alanında çalışanların yüzyıllardır cevabını arayıp da bulamadığı bu mühim sorunun yanıtını biz veremeyiz. Ama belki yorgun ruhlarımıza bir teselli olarak, sizlerle ünlü filozofların bu konu hakkındaki görüşlerini kısaca paylaşabiliriz. Hayatın Anlamı Nedir? Platon’a göre Platon, bilginin insanı erdeme ulaştıran en önemli araç olduğuna inanıyordu. O yüzden Platon’a göre, hayatın anlamının “Daha çok öğrenmek.” olduğunu söyleyebiliriz. Hatta, Platon demokrasinin de eğitimin bir ürünü olduğuna inanıyordu. Eğitimsiz halkların demokrasiyle başa çıkamayacağını, zamanla demokrasinin bir oligarşiye döneceğini ve bilgisiz halkları yanlış bilgiyle donatan demagogların türeyeceğini ve bunun da diktatörlerin yolunu açacağını belirtmiştir. Platon’un verdiği bilgisiz demokrasi örneği size hangi ülkeyi hatırlatıyor? Yorumlarda belirtebilirsiniz. Aristo’ya göre Aristo’ya göre ise, insanı diğer varlıklardan ayıran bir etik yaklaşımı olmalıydı, çünkü Aristo’nun öğretisinde insan, “mantıklı rasyonel” bir varlıktı. Aristo, bu etik değerlerin de insanı iyi olmaya yönlendireceğine inanıyordu. Yani, Aristo’ya göre insan hayatının nihai amacının “İyi olmak.” olduğunu söyleyebiliriz. Kinizm Cynicism Sokrat’ın öğrencisi olan Anisthetes’in liderliğini üstlendiği Kinik öğretiye göre, insanın nihai amacı, “basit bir yaşam” sürdürebilmektir. Bu basit yaşamda, kişi toplumdaki bireylerin çoğunu güdüleyen zenginlik, ün, güç ve cinsellik gibi arzuları bir kenara bırakıp, kendi kendine yetebildiği şatafatsız bir hayat sürdürmeye çalışır. Bu öğretinin, bir çok Doğu öğretisindeki “sade yaşam” ile benzerliği dikkatinizi çekmiştir. Hedonizm Belki de çoğu kişinin en aşina olduğu öğretilerden biri olan Hedonizm’e göre, insan hayatının amacı zevki olabildiğince yüksek tutup, acıyı azaltmaktadır. Yine Sokrat’ın öğrencilerinden biri olan Aristippus’un önderliğini ettiği bu düşünce ekolüne göre, her insanın keyfi, acısının üstünde olması gerektiğini savunur. Hedonizm’e göre hayatın anlamını “Hemen, şimdi, zevk.”olarak açıklayabiliriz. Epikürizm Çoğu zaman Hedonizm’le karıştırılan bu öğretinin de amacı, Hedonizm gibi zevkin ve keyfin maksimuma çıkarılmasıdır. Ancak, Epikürizm’in keyfi en yükseğe çıkarmak için izlediği yol, Hedonizm’den oldukça farklıdır. Epikürizm’de kişinin keyfini maksimize etmesi, ve ataraxia diye adlandırılan seviyeye çıkması için kişinin alçakgönüllü bir hayat yaşaması, hayatın nasıl işlediğini anlaması ve arzularını kısıtlaması beklenir. Stoacılık Stoacılığa göre insan mutsuzluğa düşer çünkü hayata dair yanlış çıkarımlar yapmıştır. Dolayısıyla, insan doğanın işleyiş mantığını iyi tanımalı ve ona göre hareket etmelidir. Stoacılıkta bir insanın söylediklerinden ziyade, yaptıkları/davranışları önemlidir. Stoacılığa göre hayatın anlamını “Mantığı kavra, canın yanmasın.” diye özetleyebiliriz. Kantianizm Kantian anlayış, Alman filozof Immanuel Kantın zihin ve etik üzerine kurguladığı düşüncelerinden kök salmıştır. Kantian anlayışa göre kainatı bir arada tutan ilkeler vardır. Bu ilkelerin geçerlilikleri uygulanılabilirliklerine göre değişir. Örneğin, “Seni sinir eden herkesi öldür.” gibi bir ilkeyi evrensel bir biçimde geçerli kılmak imkansızdır, çünkü bu ilke uygulandığında dünyada kimsenin kalmaması ihtimali vardır. Dolayısıyla, Kant’ın anlayışı toplumu bir arada tutan ve optimal düzeyde geçinmeyi sağlayan bir ahlaki anlayışa bağlıdır “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, başkalarına öyle davran.” Nihilizm Nihilizm, hayatın içten içe bir anlamı olmadığına dair felsefik bir doktrindir. Yani “Hayatın anlamı nedir?” diye soran birinin, bir nihilistin vereceği cevap “Hayatın anlamı yoktur. Dolayısıyla her şey serbesttir.” olur. Varoluşsal nihilizme göre, hayatın diğer filozofların ortaya koyduğu gibi tartışmasız ve ortaklaşa kabul edilebilecek bir anlamı yoktur, dolayısıyla kişinin bu hayatta her şeyi yapmak için izni vardır. Özellikle de, Nietzsche’nin “Tanrı öldü.” “God is dead.” aforizmasından sonra, günümüz yaşantısına en çok şekil veren felsefik doktrinlerden biri nihilizmdir. Müminin çalışması ibadettir. Fakat imansızın çalışması ibadet olmaz. Peki, İslam'a göre çalışma hayatı nasıl olmalı? İslam'a göre işçi ve işveren ilişkisi nasıl olmalıdır? İslam’a göre işçi ve işveren ilişkisi nasıl olmalıdır? Diyanet’in İlmihal-2 “İman ve İbadetler” kitabında yer alan bilgilere göre, İslam'a göre çalışma hayatı hakkında merak edilenleri derledik. Sanayi devrimiyle ortaya çıkan geniş iş alanları ve işçi sınıfı, dünya nüfusundaki artış, tabii kaynaklardan yararlanma, ekonomik gelişim, paylaşımda ülkeler arasında baş gösteren kıyasıya mücadele gibi birçok faktör çağımızda çalışma hayatına, işçi-işveren ilişkilerine ayrı bir önem kazandırmış, bu konuda kaydedilen mesafeler veya olumsuz gelişmeler bireylerin özel hayatlarını da yakından ilgilendirir olmuştur. İslâm hukukunun klasik doktrininin oluştuğu ilk ve orta dönemlerde Doğu ve Batı toplumlarında daha çok bireysel bir borç ilişkisi şeklinde cereyan eden ve sözleşme serbestisinin tabii kuralları içinde yürüyen işçi-işveren ilişkisi, son birkaç yüzyıldaki anılan gelişmeler sonucu farklı bir mahiyet kazanmış, işçilerin güçlü işverenler ve ekonomik zorunluluklar karşısında temel haklarının korunabilmesi için devletin müdahil olmasına ihtiyaç duyulmuştur. İSLAMİYET'DE ÇALIŞMA HAYATI NASIL OLMALIDIR? İş akdinin borçlar hukukunun özel düzenlemesinden kurtarılarak kamu hukukunun bir parçası haline getirilmesi, bu konuda özel kanunların çıkarılması, meslekî örgütlenmelere gidilmesi bu gelişmelerin sonucudur. Böyle olunca İslâm hukukunun klasik kaynaklarında iş akdiyle, işçi ve işverenin hak ve borçlarıyla ilgili görüş ve yaklaşımlar, çağımızın çalışma hayatının şeklî ve kurumsal yapısıyla tam bir uyum göstermese bile, bu alanda asırların tecrübe birikimini, müslümanın insan ilişkilerine genel yaklaşımını yansıttığından işçi-işveren ilişkisinin temeline, insanî ve ahlâkî yönüne önemli bir açıklama getirir, bu yüzden de ayrı bir değer taşır. Neredeyse bütün insan ilişkilerinin maddî değer ölçüsüne vurulduğu, acımasız ve bencil bir çekişme ortamında bireyin yalnızlığa ve güçlü olanın insafına terkedildiği günümüzde çalışma hayatının böyle bir bakış açısına ve katkıya daha çok ihtiyacı vardır. Öte yandan zamanımızda iş hukuku kamusal mahiyet almış, çalışma hayatında devletin gözetim ve denetimi devreye sokulmuş olmakla birlikte toplumumuzda işçi istihdamı özellikle küçük iş yerlerinde, atölyelerde, tarım işlerinde ikili ilişki şeklinde, yani kapalı devrede yürütülmekte, iş hukukunun işçiyi koruyan hükümleri çoğu defa işçiye ulaşmamaktadır. Bu itibarla insan ilişkilerinin iyileştirilmesinde kanun gücünü ve mahkeme korkusunu yeterli saymak yerine dinin ve ahlâkın ferdin vicdanına ve özel hayatına kadar uzanan etkili denetiminden bu alanda da âzami ölçüde yararlanmak gerekir. İSLAM'A GÖRE İŞÇİ VE İŞVEREN İLİŞKİSİ NASIL OLMALIDIR? Ülkemizde sağlıklı bir işçi-işveren ilişkisinin kurulabilmesi için İslâm fıkıh kültüründeki bilgi birikimine, dinî ve ahlâkî zemine ihtiyaç duyulması da bundandır. Zaten İslâm dininin bir amacı da dünyada insanoğluna yol göstermek ve yardımcı olmaktır. Din iyi anlaşıldığında ve yaşandığında toplumsal huzur ve barışın, kamu düzen ve istikrarının korunması, hak ihlâllerinin önlenmesi daha da kolaylaşır. Kur'an ve Sünnet'te çalışma hayatının ayrıntılarını düzenleyen hükümlerin bulunmaması gayet tabiidir ve bu İslâm'ın evrensel bir din olarak her devirde ve toplumda geçerli olma iddiasının bir gereğidir. Bununla birlikte bu iki kaynakta, insan ilişkilerinin arka planında yer alması gereken dinî va ahlâkî sorumluluktan, üçüncü şahısları ilgilendiren davranışlarda gözetilmesi gereken temel ilkelerden söz edilmiş, İslâm hukukçuları da dönemlerinde cereyan eden olaylara bu ilkeler ışığında açıklama getirmiş, toplumlarının kültür ve tecrübe birikimini de hesaba katarak çalışma hayatıyla ilgili bazı kural, öneri ve önlemlerden söz etmişlerdir. Bu itibarla, fıkıh literatüründe çalışma hayatıyla, işçi-işveren ilişkileriyle ilgili olarak gündeme gelen tartışmaları ve çözüm önerilerini böyle bir perspektiften değerlendirmek, fakihlerin ne dediğinden ziyade ne demek istediği üzerinde durmak daha yerinde olacaktır. İSLAM'DA EMEK SERMAYE İLİŞKİSİ NASIL OLMALIDIR? Günümüzde toplumsal huzur ve barışın önemli bir ayağı sayılan iş barışının, işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, işçi ve işverenin hak ve sorumluluklarının hakkaniyet ve adalet çizgisinde denkleştirilebilmesi toplumun önündeki önemli problemlerden biri haline gelmiştir. Bu yönde yapılacak yasal düzenlemeler ve devletin aktif rolü söz konusu amacın gerçekleşmesinde fevkalâde önemli olduğu gibi müslüman toplumların tecrübe ve bilgi birikiminin tanınması da bu konuda katkı sağlayabilecek zenginliktedir. Bu sebeple önce İslâmî kültürdeki emek-sermaye dengesi, iş akdinin fıkıh kültüründeki hukukî çerçevesi ele alınacak, daha sonra da bu bilgiler ışığında güncel problemlere değinilecektir.

dinimize göre hayatın amacı nedir