KuranıKerim’de geçen Ahiret Günü konusu ile ilgili sure ve ayetlerin meali ve tefsiri, Ahiret Günü ayetleri nuzül sebebi, fazileti, Ahiret Günü Ayetleri Arapça yazılışı ve Türkçe okunuşu. Ahiret Günü ile ilgili ayetler (185 kayıt) Fâtiha / 3. Ayet
EskiMısır'da Ahiret İnancı Allah İnancı İle İlgili Ayetler. VI. Armağan. Dini Hikayeler. 0. 03 Ocak 2018 19:02. Mısır Mitolojisinde Hathor - Hathor Kimdir - Mısır Mitolojisi Hathor Kimdir. Tomris. Mitoloji. 0. 13 Aralık 2017 22:39. İletişim Forum Denizi. Powered by vBulletin® Version 3.8.4
FatihaSuresi 6-7 Ayet Açıklaması (Tefsiri) Bu ayeti kerime'de Allah'ın kulları, doğru yolda olanların izinden gidebilmek için onların yollarına yönelmek adına dua etmeleri gerekir. Öyle ki bir insan hangi toplumla, kavimle veya kişi ile yanyana ise onun ile birlikte haşrolunacaktır. 6. Şefaat Ahiret hayatının aşamalarından bir diğeri de şefaattir.
YüceAllah, Kur’an-ı Kerim’de tevhit inancı ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “De ki: O Allah birdir. Her şey ona muhtaçtır. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi de yoktur.”( İhlâs suresi, 1-4. ayetler.) Şehadet, kelime olarak bir şeyin gerçekliğini doğrulama ve tasdik etme anlamlarına gelir.
MuhammetYılmaz, Hicrî İlk Üç As ırda “Şefaat” ile İlgili Âyetlerin Tefsiri Marife, Bahar 2014, ss. 109-132 110 Giriş Bireyin dünya ve ahiret mutluluğunu hedef edinen İslâm dini, insanoğlunu inanç ve eylem noktasında kontrol altında tutmayı amaçlamış; bu doğrultuda ku-
7Sınıf Melek ve Ahiret İnancı Testimiz 14. ayet) Bu ayette cinlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A. Hz. Süleyman’a itaat ettikleri. B. kim inanmış bir insan olarak dünya ve ahirete yararlı işler yaparsa kesinlikle ona güzel bir hayat yaşatacağız ve böylelerinin ecirlerini de muhakkak surette
It6V2uX. Âhiret hayatının mahiyeti ve âhiretteki durumlar, duyular ötesi ve gayba ait konular olduğu için, gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerle ve akılla açıklanamaz. Bu konuda tek bilgi kaynağı vahiydir. Kur'an'da ve sahih hadislerde ne haber verilmişse onunla yetinilir. Peki, ahiret hayatı nedir? Kur’an’da ahiret hayatı nasıl anlatılır? Kur’an’da ahiret hayatı ile ilgili ayetler nelerdir? Diyanet’in İlmihal-1 “İman ve İbadetler” kitabında yer alan bilgilere göre, âhiret hayatının mahiyeti ve âhiretteki durumlara dair merak edilenleri derledik. AHİRET HAYATI NEDİR? Âhiret hayatının mahiyeti ve âhiretteki durumlar, duyular ötesi ve gayba ait konular olduğu için, gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerle ve akılla açıklanamaz. Bu konuda tek bilgi kaynağı vahiydir. Kur'an'da ve sahih hadislerde ne haber verilmişse onunla yetinilir. Bunun ötesinde aklî bir yoruma gidilemez. Çünkü âhiretteki durumlar dünyadakine benzemez. Aralarında isim benzerliğinden başka bir benzerlik yoktur. Meselâ "İsrâfil sûra üfürecek, insanların amelleri tartılacak, herkesin defteri ortaya çıkacak" denildiği zaman, hatıra dünyada bilinen bir alet, bir terazi, kâğıttan yapılmış bir defter gelmemelidir. Bunların gerçek şeklini ve iç yüzünü ancak Allah bilir. Onların varlığına inanılmalı, mahiyetleri konusunda ise yorum yapılmamalıdır. KUR'AN'DA AHİRET HAYATI NASIL ANLATILIR? İslâm dini ve kutsal kitabı, âhiret inancına büyük önem vermiştir. Bu sebeple Kur'an'da, hem Mekkî hem de Medenî sûrelerde, 100'den fazla terim veya deyim kullanılarak, âhiret inancı pekiştirilmiştir. Kur'an'da âhiret gününden bahsetmeyen hemen hiçbir sûre yoktur. Kur'an, âhiret fikrini, insanın düşünce ve kalbine bazen apaçık delillerle, bazen de örnekler vermek suretiyle yerleştirmeyi amaçlamıştır. Âhiret hayatından söz eden çok sayıdaki mânası apaçık âyetler ile sahih hadisler âhiretin varlığını ispat eden, bu konuda şüpheye asla yer vermeyen naklî delillerdir. KUR'AN'DA AHİRET HAYATI İLE İLGİLİ AYETLER Sağlıklı düşünebilen insan; aklı, kendisinde bulunan adalet, sorumluluk, ebedîlik ve sonsuzluk duygusu ile insanın başıboş ve amaçsız yaratılmadığı fikrinden hareketle, ahiret hayatının varlığını tabii bir şekilde kabul eder. Çeşitli Kur'an ayetleri bu hususlara açıklık getirmektedir 1. İnsandaki adalet duygusu, âhirete inanmayı zorunlu kılar. Biz, yüce Allah'ın mutlak ve sonsuz adaletine, inanırız. Bilindiği gibi bu dünyada herkes işlediği suçun cezasını tam anlamıyla çekmemekte, birtakım haksızlıklar meydana gelmektedir. Âhirette ise durum böyle olmayacak, hiçbir şey gizli kalmayacak, hak yerini bulacak, Allah mutlak adaleti ile kötüleri cezalandıracak, iyileri de mükâfatlandıracaktır. Şu âyet iyilerle kötüleri bir tutmanın ilâhî adalete uymayacağını ortaya koymaktadır "Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar? Allah gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez" el-Câsiye 45/21-22. İyi ile kötünün, zalim ile mazlumun hesaplarının görüleceği o gün Kur'an'da "din günü, ceza ve mükâfat günü" diye nitelendirilmiş, bu terimin geçtiği Fâtiha Suresi beş vakit namazın her rek'atında okunarak, âhiret inancı ve adalet duygusu sürekli canlı tutulmuştur. 2. İnsandaki sorumluluk duygusu da âhirete inanmayı zorunlu kılar. Yüce Allah insanı, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, hayır ile şerri ayırt eden ve seçen bir varlık olarak yaratmış, bu seçiminden dolayı da sorumlu tutmuştur. İnsanın belli davranışlarından sorumlu olması bu sorumluluğunun karşılığını göreceği bir hayatı ve yurdu gerekli kılmaktadır. Bir âyette şöyle buyurulur "Göğü, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline! Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya Allah'tan korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız" Sâd 38/27-28. 3. İnsandaki sonsuzluk ve ebedîlik duygusu, âhirete inanmayı gerekli kılar. İnsanlık tarihi ile ilgili olarak, değişik alanlarda yapılan incelemeler, insanda bir ebedîlik ve sonsuzluk duygusunun varlığını göstermiştir. Vatanından ayrı kalmış fakat yurduna dönmek isteyen bir garip yolcu olduğu duygusu, insanda onu ebedî hayat inancına hazır tutan, yaratılıştan bir özelliktir. Bununla birlikte, dünya hayatına aşırı tutkunlukları yüzünden, âhiret inancına karşı çıkan ve bütün varlık gayelerini geçici dünya yaşantısına hapseden insanlar da olagelmiştir. Kur'an "Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır, ölürüz ve yaşarız. Bizi tüketip bitiren ancak ve ancak zamandır" diyenlerin, gerçek bir bilgiye dayanmadıklarını ifade ederek, inkârcıları ve âhireti yalanlayanları mahkûm etmiş el-Mü'minûn 23/33-37, bu konudaki ölümsüz gerçeği şöyle hatırlatmıştır "De ki Allah sizi diriltir, sonra öldürür. Sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Kıyametin kopacağı gün var ya, işte o gün bâtıla sapanlar hüsrana uğrayacaklardır" el-Câsiye 45/26-27. 4. İnsanın başıboş ve amaçsız yaratılmayışı da âhirete inanmayı gerektirir. Kur'an'da da ifade edildiği gibi insan boş yere ve amaçsız yaratılmamıştır. O, yaratılış gayesini gerçekleştirmek, yeryüzünde halife olmak, ancak kulluk etmek için yaratılmıştır. Öyleyse o bu görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Getirirse âhirette karşılığını da görecektir. Bir âyette şöyle buyurulur "Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? Mutlak hâkim ve hak olan Allah çok yücedir. O'ndan başka Tanrı yoktur. O, yüce Arş'ın sahibidir" el-Mü'minûn 23/115-116.
İmanın şartlarından biriside Ahiret gününe yani öldükten sonra dirileceğine inancı kısacaSûr'un üflenmesi, bütün ölülerin dirilip kabirlerinden kalkması, amel defterlerinin kendilerine verilmesi ve mahşer meydanında toplanıp suâl ve hesaba çekilmesi ile mizan, şefâat, sırat, kevser, cennet ve cehennem gibi âhiret hayatına ait hususlara bu dünyadan sonraki sonsuz hayattır. Allâhü Teâlâ, bu dünyayı ve bütün varlıkları geçici bir zaman için yaratmıştır. İsrafil Aleyhisselâmın birinci sûru üfürmesiyle kıyâmet kopup bütün canlılar ölecek, dünya ve dünya dışındaki her şey parçalanıp yok olacaktır. İkinci sûrun üflenmesi ile de mahlûkât yeniden dirilerek hesap vermek için mahşer yerine toplanacaklardır. Mahşerde Allâh'ın huzurunda bütün yaratıklar yaptıklarından hesâba çekilecek, en ince teferruatına kadar hesap verecekler, haklı, haksızdan hakkını alacaktır. Hesap işi bittikten sonra, iyiler Cennet'e, kötüler Cehennem'e girecektir. Cennet'e girecek olan insanların bir kısmı orada Cenâb-ı Hakk'ın cemâlini göreceklerdir. Âhirete inanmayan, Allâh'a ve peygambere da inanmamış hayatının mahiyeti ve âhiretteki durumlar, duyular ötesi ve gayba ait konular olduğu için, gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerle ve akılla açıklanamaz. Bu konuda tek bilgi kaynağı vahiydir. Kur'an'da ve sahih hadislerde ne haber verilmişse onunla yetinilir. Bunun ötesinde aklî bir yoruma gidilemez. Çünkü âhiretteki durumlar dünyadakine benzemez. Aralarında isim benzerliğinden başka bir benzerlik yoktur. Meselâ "İsrâfil sûra üfürecek, insanların amelleri tartılacak, herkesin defteri ortaya çıkacak" denildiği zaman, hatıra dünyada bilinen bir alet, bir terazi, kâğıttan yapılmış bir defter gelmemelidir. Bunların gerçek şeklini ve iç yüzünü ancak Allah bilir. Onların varlığına inanılmalı, mahiyetleri konusunda ise yorum dini ve kutsal kitabı, âhiret inancına büyük önem vermiştir. Bu sebeple Kur'an'da, hem Mekkî hem de Medenî sûrelerde, 100’den fazla terim veya deyim kullanılarak, âhiret inancı pekiştirilmiştir. Kur'an'da âhiret gününden bahsetmeyen hemen hiçbir sûre yoktur. Kur'an, âhiret fikrini, insanın düşünce ve kalbine bazan apaçık delillerle, bazan da örnekler vermek suretiyle yerleştirmeyi amaçlamıştır. Âhiret hayatından söz eden çok sayıdaki mânası apaçık âyetler ile sahih hadisler âhiretin varlığını ispat eden, bu konuda şüpheye asla yer vermeyen naklî düşünebilen insan; aklı, kendisinde bulunan adalet, sorumluluk, ebedîlik ve sonsuzluk duygusu ile, insanın başı boş ve amaçsız yaratılmadığı fikrinden hareketle, âhiret hayatının varlığını tabii bir şekilde kabul eder. Çeşitli Kur'an âyetleri bu hususlara açıklık getirmektedir1. İnsandaki adalet duygusu, âhirete inanmayı zorunlu kılar. Biz, yüce Allah'ın mutlak ve sonsuz adaletine, inanırız. Bilindiği gibi bu dünyada herkes işlediği suçun cezasını tam anlamıyla çekmemekte, birtakım haksızlıklar meydana gelmektedir. Âhirette ise durum böyle olmayacak, hiçbir şey gizli kalmayacak, hak yerini bulacak, Allah mutlak adaleti ile kötüleri cezalandıracak, iyileri de mükâfatlandıracaktır. Şu âyet iyilerle kötüleri bir tutmanın ilâhî adalete uymayacağını ortaya koymaktadır "Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar? Allah gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez" el-Câsiye 45/21-22. İyi ile kötünün, zalim ile mazlumun hesaplarının görüleceği o gün Kur'an'da "din günü, ceza ve mükâfat günü" diye nitelendirilmiş, bu terimin geçtiği Fâtiha sûresi beş vakit namazın her rekatında okunarak, âhiret inancı ve adalet duygusu sürekli canlı İnsandaki sorumluluk duygusu da âhirette inanmayı zorunlu kılar. Yüce Allah insanı, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, hayır ile şerri ayırt eden ve seçen bir varlık olarak yaratmış, bu seçiminden dolayı da sorumlu tutmuştur. İnsanın belli davranışlarından sorumlu olması bu sorumluluğunun karşılığını göreceği bir hayatı ve yurdu gerekli kılmaktadır. Bir âyette şöyle buyurulur "Göğü, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline! Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya Allah'tan korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız" Sâd 38/27-28.1. İnsandaki sonsuzluk ve ebedîlik duygusu, âhirete inanmayı gerekli kılar. İnsanlık tarihi ile ilgili olarak, değişik alanlarda yapılan incelemeler, insanda bir ebedîlik ve sonsuzluk duygusunun varlığını göstermiştir. Vatanından ayrı kalmış fakat yurduna dönmek isteyen bir garip yolcu olduğu duygusu, insanda onu ebedî hayat inancına hazır tutan, yaratılıştan bir özelliktir. Bununla birlikte, dünya hayatına aşırı tutkunlukları yüzünden, âhiret inancına karşı çıkan ve bütün varlık gayelerini geçici dünya yaşantısına hapseden insanlar da olagelmiştir. Kur'an "Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır, ölürüz ve yaşarız. Bizi tüketip bitiren ancak ve ancak zamandır" diyenlerin, gerçek bir bilgiye dayanmadıklarını ifade ederek, inkârcıları ve âhireti yalanlayanları mahkûm etmiş el-Mü'minûn 23/33-37, bu konudaki ölümsüz gerçeği şöyle hatırlatmıştır "De ki Allah sizi diriltir, sonra öldürür. Sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Kıyametin kopacağı gün var ya, işte o gün bâtıla sapanlar hüsrana uğrayacaklardır" el-Câsiye 45/26-27.İnsanın başı boş ve amaçsız yaratılmayışı da âhirete inanmayı gerektirir. Kur'an'da da ifade edildiği gibi insan boş yere ve amaçsız yaratılmamıştır. O, yaratılış gayesini gerçekleştirmek, yeryüzünde halife olmak, ancak kulluk etmek için yaratılmıştır. Öyleyse o bu görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Getirirse âhirette karşılığını da görecektir. Bir âyette şöyle buyurulur "Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? Mutlak hâkim ve hak olan Allah çok yücedir. O'ndan başka Tanrı yoktur. O, yüce Arş'ın sahibidir" el-Mü'minûn 23/115-116.
Anasayfa Galeri İslam Ahiret inancı nedir? Kur'an'da ahiret inancı nasıl geçer? Ahiret hayatı nasıl başlar? Kur'an'da 110 yerde geçen ahiret kavramı, iman esaslarından olup genellikle Kur'an'da "el-yevmü'lâhir" son gün şeklinde zikredilmiştir. İslami bir terim olarak, öbür dünya, ölümden sonraki hayat anlamında kullanılır. Buna göre dünya, canlıların yaşadığı ilk alem, ahiret ise son alemdir. Ahiret gününe iman, Allah'a iman esasından ayrı düşünülemez. Çünkü Allah'a iman etmek onun bildirdiği hakikatlere de iman etmeyi gerektirir. Peki, ahirete inanmayan kimse kafir midir? Ahiret hayatı nasıl başlar? Ahiret inancının önemi nedir? Ahirete iman nedir? Ahiret ebedi midir? Kur'an'da ahiret inancı nasıl geçer? Giriş Tarihi 0945 Güncelleme Tarihi 0956 Âhiret, sözlükte "son, sonra olan ve son gün" anlamlarına gelir. Terim olarak âhiret, İsrâfil'in Allah'ın emriyle, kıyametin kopması için sûra ilk defa üflemesiyle başlayacak olan ebedî hayata denilir. İsrâfil sûra ikinci defa üfleyince insanlar diriltilip hesaba çekilecek, sonra dünyadaki iman ve amellerine göre ceza ve mükâfat görecek, cennetlikler cennete, cehennemlikler cehenneme girecek ve orada kalacaklardır. 2 13 AHİRET İNANCI İMANIN ESASI MIDIR? Âhirete iman, iman esaslarından olup genellikle Kur'an'da "el-yevmü'lâhir" son gün şeklinde, Allah'a imanla yan yana zikredilmiştir. Bu da âhiret inancının iman esasları arasında çok önemli olduğunu göstermektedir. Allah'a ve O'nun birer yol gösterici olarak peygamberler gönderdiğine inanmak, insanların sorumlu olduğuna inanmayı da gerekli kılar. İnsandaki sorumluluk duygusu da kişiyi, yaptıklarının karşılığını göreceği âhiret hayatına inanmaya götürür. Kur'ân-ı Kerîm'in pek çok âyetinde dünya hayatının geçici, âhiretin ise ebedî olduğu, insanların dünyanın geçici zevklerine ve aldatmacalarına kanmamaları, daha hayırlı ve kalıcı olan âhiret mutluluğunu yakalamaları gerektiği vurgulanmaktadır. Bununla birlikte Kur'an, dünya hayatının da ihmal edilmemesi gerektiğini, çünkü âhiretin dünyada kazanılacağını, âhirette mutlu olmanın, dünyadaki yaşayışa bağlı bulunduğunu ifade etmektedir "Fakat siz ey insanlar âhiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz" el-A'lâ 87/16-17, "...Şüphesiz bu dünya hayatı geçici bir eğlencedir. 4 13 AHİRETE İNANMAYAN KİMSE KAFİR MİDİR? Âhirete inanmayan kimse Kur'an âyetlerini inkâr ettiği için kâfir olur "...Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederse o tam mânasıyla sapıtmıştır" en-Nisâ 4/136 meâlindeki âyet bunu açıkça belirtmektedir. 5 13 KUR'AN'DA AHİRET İNANCI NASIL GEÇER? Ama âhiret, gerçekten kalınacak bir yurttur" el-Mü'min 40/39, "Allah'ın sana verdiğinden O'nun yolunda harcayarak âhiret yurdunu da iste; ama dünyadan da nasibini unutma..." el-Kasas 28/77. Kur'an'da âhiret ve âhiret hayatı ile ilgili verilmiş olan pek çok isim vardır. Bu isimlerden bazıları şunlardır el-yevmü'l-âhir son gün, âhiret günü, yevmü'l-ba's diriliş günü, yevmü'l-kıyâme kıyamet günü, yevmü'd-dîn ceza ve mükâfat günü, yevmü'l-hisâb hesap günü, yevmü't-telâk kavuşma günü, yevmü'l-hasre hasret ve pişmanlık günü. Peygamber Efendimiz'in de âhiret ve halleri ile ilgili pek çok hadisi vardır. Özellikle kıyamet alâmetleri, kabir hayatı, mahşer, hesap, mîzan, sırat, şefaat, cennet ve cehennemle ilgili çok sayıda hadis bulunmaktadır. yer alan Kur'an okumaları ve İslam'dan edebiyata kadar uzanan podcastlerimizi dinlemek için tıklayın.
لَااِكْرَاهَ فِى الدّينِ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَىِّ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقى لَا انْفِصَامَ لَهَا وَاللّهُ سَميعٌ عَليمٌ Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve / 256. اِنَّ الَّذينَ امَنُوا وَالَّذينَ هَادُوا وَالنَّصَارى وَالصَّابِينَ مَنْ امَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الْاخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَاخَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَاهُمْ يَحْزَنُونَ Şüphesiz iman edenler; yani Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve sâbiîlerden Allah'a ve ahiret gününe hakkıyla inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur. Onlar üzüntü çekmeyeceklerdir. Bakara / 62. صِبْغَةَ اللّهِ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّهِ صِبْغَةً وَنَحْنُ لَهُ عَابِدُونَ Allah'ın verdiği rengiyle boyandık. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz deyin. Bakara / 138. اَلَّذينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقيمُونَ الصَّلوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْيُنْفِقُونَ Rablerinin âyetlerine inananlar; Rablerine ortak tanımayanlar; Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar;Mu’minun / 58-60. هُوَ الَّذى اَنْزَلَ السَّكينَةَ فى قُلُوبِ الْمُؤْمِنينَ لِيَزْدَادُوا ايمَانًا مَعَ ايمَانِهِمْ وَلِلّهِ جُنُودُ السَّموَاتِ وَالْاَرْضِ وَكَانَ اللّهُ عَليمًا حَكيمًا İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle / 4. وَالَّذينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اُولئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فيهَا خَالِدُونَ İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı / 82. وَالَّذينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدينَ فيهَا اَبَدًا لَهُمْ فيهَا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلًّا ظَليلًا İnanıp; iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu tatlı bir gölgeye koyarız. Nisa / 57. يَااَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا امِنُوا بِاللّهِ وَرَسُولِه وَالْكِتَابِ الَّذى نَزَّلَ عَلى رَسُولِه وَالْكِتَابِ الَّذى اَنْزَلَ مِنْ قَبْلُ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاللّهِ وَمَلئِكَتِه وَكُتُبِه وَرُسُلِه وَالْيَوْمِ الْاخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعيدًا Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman da sebat ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam manasıyle / 136. فَاِنْ امَنُوا بِمِثْلِ مَاامَنْتُمْ بِه فَقَدِ اهْتَدَوْا وَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا هُمْ فى شِقَاقٍ فَسَيَكْفيكَهُمُ اللّهُ وَهُوَ السَّميعُ الْعَليمُ Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, / 137. لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلكِنَّ الْبِرَّ مَنْ امَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الْاخِرِ وَالْمَلئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّنَ وَاتَى الْمَالَ عَلى حُبِّه ذَوِى الْقُرْبى وَالْيَتَامى وَالْمَسَاكينَ وَابْنَ السَّبيلِ وَالسَّائِلينَ وَفِى الرِّقَابِ وَاَقَامَ الصَّلوةَ وَاتَى الزَّكوةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُوا وَالصَّابِرينَ فِى الْبَاْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ وَحينَ الْبَاْسِ اُولئِكَ الَّذينَ صَدَقُوا وَاُولئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Allah'ın rızasını gözeterek yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!Bakara / 177.
Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde sıkça verilen ödevlerden biri ahiret hayatıyla ilgili ayet ödevidir. Ahiret hayatını konu alan bir ayet ya da iki ayet araştırarak defterinize yazınız şeklinde karşımıza çıkan bu ödev için bu yazıyı hazırladık. Bir ya da iki ayet değil daha fazla ayet örneği vereceğiz. Önce ahiret inancı üzerinde kısaca duralım. İslam dininde iman esasları vardır. Bu iman esaslarından önemli bir tanesi de ahirete imandır. Kur’an’da sık sık ölüm sonrası yaşama ve ahirete vurgu yapmaktadır. Bu nedenle ahiret inancı imanın ayrılmaz bir parçasıdır. Ahiret inancının temeli öldükten sonra tekrar dirilme ve hesaba çekilmedir. Hesap gününde insanlar bu dünyada yaptıklarının karşılığını alırlar. Ahiret Hayatıyla İlgili Ayetler Ahiretle ilgili çok sayıda ayet vardır. Bunlardan birkaç örnek üzerinde duralım “İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.” Bakara Suresi, 86. ayet De ki “Eğer Allah Katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, ve doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin.” Bakara Suresi, 94. ayet “… Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.” Bakara Suresi, 102. ayet “Allah’ın mescidlerinde O’nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çaba harcayandan daha zalim kim olabilir? Onların durumu içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azap vardır.” Bakara Suresi, 114. ayet “Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? Andolsun, Biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de o salihlerdendir.” Bakara Suresi, 130. ayet “İnkar edenleri ise, dünyada ve ahirette şiddetli bir azapla azaplandıracağım. Onların hiç yardımcıları yoktur.” Al-i İmran Suresi, 56. ayet “Allah’ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını sevabını isterse ona ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz.” Al-i İmran Suresi, 145. ayet “Öyleyse, dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar, Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken, öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz.” Nisa Suresi, 74. ayet “Kendilerine; “Elinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin” denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah’tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve “Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?” dediler. De ki “Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar’ bile haksızlığa uğratılmayacaksınız.” Nisa Suresi, 77. ayet “Kim bunda dünyada kör ise, O, ahirette de kördür ve yol bakımından daha şaşkın bir sapıktır.” İsra Suresi, 72. ayet “Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette ki sınırsız mutluluk yanında geçici bir meta’dan başkası değildir.” Ra’d Suresi, 26. ayet “Dünya hayatında onlar için bir azap vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah’tan kurtaracak hiçbir koruyucu da yoktur.” Ra’d Suresi, 34. ayet “Ey iman edenler, ne oldu ki size, Allah yolunda savaşa kuşanın denildiği zaman, yerinizde ağırlaşıp kaldınız? Ahiretten cayıp dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine göre, bu dünya hayatının yararı pek azdır.” Tevbe Suresi, 38. ayet “Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz. Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.” A’la Suresi, 16 – 17 ayetler Kur’an’da ahiret hayatı ile ilgili çok fazla ayet vardır. Ahiret inancı ve yeniden dirilme İslam’da çok önemli bir konudur. Biz burada daha çok ahiret hayatını da anlatan ayetleri örnek olarak seçtik.
ahiret inancı ile ilgili ayetler