Merhaba Bu hafta biraz farklı bir video ile karşınızdayım. Canım neden hiçbir şey yapmak istemiyor sorusuna kendimden yola çıkarak cevap verdim. Çünkü benim Bir kez affetmeye başladınız mı her şeyi, herkesi affetmek istersiniz çünkü affetmenin mucizevi etkisi önce kalbinize sonra aklınıza iyi gelmeye başlar. Kendinizi bir süzgeç gibi düşünün. Süzgeciniz ne kadar temizse, enerji akışı o kadar iyidir. Ne kadar az şey takılı kalmışsa, hayattan aldığınız zevk artar. Değişim nerede ve nasıl olacak buna dikkat etmemiz gerekir. Bazen bir şeyler yapmak bazen de hiçbir şey yapmamak da iyi gelebilir. Çünkü bazen ne yaparsanız yapın hepsi bir yere kadar oluyor. Örneğin 2020’den beri yaşadığımız pandemi ya da ekonomi vb. Eğersınırların ve sorumluluklarınızın bilincinde bir şekilde içinizden geleni yaparsanız, hiçbir şey sizi durduramaz. Eğer çocuğunuz varsa, onların her şeyden önce gelmesi gerektiğinin bilincinde, ailevi sorumluluklarınızın farkında olmalısınız. Ancak bu kişisel gelişiminizi engelleyen bir bariyer olmamalı. *Evde kaldığınızı düşünüp, yalnızlıktan korkup, hiçbir şey yapmak içinizden gelmiyorsa *Sosyal ortamlardan kaçıp eve kapanıp, arkadaşlarınızdan uzaklaşmaya başladıysanız *İkili ilişkilerinizde partnerinizle sorun yaşıyorsanız *Boşanmayı düşünüyor, karar veremiyorsanız *Çocuklarınızla sorun yaşıyorsanız Mutsuzken hiçbir şey yapmak istemezsiniz, değil mi? Elinizde olsa bütün gün uyuyabileceğinizi düşünür, yapmak zorunda olduklarınızı büyük bir isteksizlikle yaparsınız. Ama ben size diyorum ki, eğer mutsuzlukla savaşmak istiyorsanız o zaman şöyle bir silkelenmeli , hem bedeninizi hem de ruhunuzu harekete geçirmelisiniz. Uh5A. Bazen insanın içinden hiçbir şey yapmak gelmez. Önünüzde önemli bir iş beklerken sizin tek istediğiniz şey vazgeçip kimsenin görmediği bir yere saklanmak olur. Önünüzde sizi bekleyen önemli bir sunum hazırlığı, bitmesi gereken bir rapor, günlerdir ertelediğiniz sevimsiz bir telefon konuşması olabilir. Ya da bunların yerine sadece motivasyonunuzun düşük olduğu ve canınızın hiçbir şey yapmak istemediği bir gün geçiriyor olabilirsiniz. Hepimizin zaman zaman başına gelen bu durum rahatsız edici, sıkıcı, sinir edici hatta insanın enerjisini bitirici bir etki yaratabilir. Tüm bunların üstesinden gelmek için yapmanız gereken tek bir şey var; o da harekete geçmek. Ancak hepimizin bildiği bu basit formülü uygulamak her zaman pek de kolay olmayabiliyor. İşte bedeniniz ve zihniniz hiçbir şey yapmak istemediği sırada harekete geçmeniz için yardımcı olacak yöntemler… 1. Vazgeçin Canınız hiçbir şey yapmak istemediğinde, harekete geçmek çok zor olabilir ve bu öfke, kızgınlık, can sıkıntısı hatta depresyon duygusuna neden olabilir. Kendinizi ne kadar motive etmek isterseniz isteyin, insanın vücudunda “iyi hissetme” düğmesi olmadığı bir gerçek. Birçoğumuz iyi hissetmeye odaklanmış durumdayız. Bu yüzden kendimizi kötü hissettirecek, zorlayacak her türlü eylemden kaçınıyoruz. Harekete geçmek için öncelikle kendinizi iyi hissetme zorunluluğundan vazgeçin. Buna odaklandıkça, rahatınızı bozabilecek adımlar atmak daha zor olur. Kendinize can sıkıntısı, öfke, kızgınlık ve hatta depresif duygular için izin verin. Her zaman kendinizi iyi hissedemezsiniz. 2. Rahatsızlık hissine yer açın Kendini iyi hissetme zorunluluğundan vazgeçmek yeterli değil. Rahatsızlık hissi ve kendini kötü hissetme duygusuna da yer açmalı, izin vermelisiniz. Engellerin üstesinden gelmeyi, onları aşmayı, yenmeyi, yok saymayı bırakın. Biraz da engellerin varlığını kabul edin. Kendinize can sıkıntısı, öfke, kızgınlık ve hatta depresif duygular için izin verin. Her zaman kendinizi iyi hissedemezsiniz. 3. Kendi gerekçelerinizle iletişime geçin Bir işe yaramayacaksa insan kendini neden rahatsız hissetsin ki? Harekete geçmenin size neler katacağını, neden harekete geçmeniz gerektiğini belirleyin. Kendinizi suçlu hissetmemek için harekete geçmek yerine, kendi iyiliğiniz veya kendinize bir şey katmak için harekete geçin. Sadece bu bile büyük bir motivasyon kaynağı olabilir. 4. Hedef belirleyin Her şey tamamsa, şimdi söz verme zamanı. Küçük hedeflerle başlayabilirsiniz. 5 kilometre koşmak istiyorsanız, 1 kilometrelik hedeflerle başlayın. Elinize bir kağıt kalem alın ve şu sorulara yanıt verin Ne yapmak istiyorsunuz? Ne zaman yapmak istiyorsunuz? Nerede yapmak istiyorsunuz? Hedefinizi tam olarak belirlerseniz, onu hayata geçirmeniz daha kolay olur. 5. Başlayın Bir şeyler yapın. Hemen şimdi bir adım atın. Daha sonra ikinci adımı atarsınız. Önemli olan şimdi başlamak ve süreci devam ettirmek. Hedefinizi tam olarak belirlerseniz, onu hayata geçirmeniz daha kolay olur. 6. Eylemsizliği de kabullenin Bazen en iyi stratejiyi de uygulasanız, kısa ömürlü olabilir. Böyle durumlarda kendinize şunu sorun Kim size harekete geçmek zorunda olduğunuzu söyledi? Bazen harekete geçemiyor olmanızı, eylemsizliğinizi kabullenmelisiniz. Böylelikle seçim yapma ve sorumluluk alma kapasitenizi artırmış olursunuz. İlginizi çekebilir İçinizden iyi hissetmek gelmiyorsa, mutsuzluğun da keyfini çıkarmanın 5 yolu Kaynaklar Psychology Today Huffington Post Bu yazıyı okumaya başladığınıza göre sizin de kış aylarında halsizlik sorunundan muzdaripsiniz. O halde daha enerjik bir kışa hazır olun! Şimdi, kışın halsizlik neden olur, kışın uyanamamanın nedeni ne olabilir ve kış aylarında daha enerjik olmak için yapmanız gerekenler nelerdir, sıralamaya başlayalım! Gerçek mi Efsane mi Sonbahar ve Kış DepresyonuEn az iki haftadır kendinizi nedensiz bir şekilde mutsuz hissediyorsanız, evden dışarı çıkmak istemiyorsanız ve içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa mevsimsel depresyon yaşıyor olabilirsiniz. Peki, ruh halinizdeki bu olumsuz değişimin ve hissettiğiniz yorgunluğun sebebinin ne olduğunu biliyor musunuz?İhtiyacımız olan enerjiyi, besinlerin yanı sıra uyku ile de alırız. Fakat bu noktada uyku kalitesinin oldukça önemli bir kriter olduğunu hatırlatmakta yarar var. Yatak odası sıcaklığının ideal olması, seçilen yatak ve yastığın ihtiyaçlara uygunluğu, oda dekorasyonun kaliteli uykuya uygun yapılması gibi etmenler önemli olsa da tüm uzmanlar tarafından önerilen bir konu var Işık almayan karanlık bir alanda uyunması! Gece uykusunu bu kadar önemli kılan da işte tam olarak bu!Serotonin ve melatonin, uyku ve uyanıklık döngüsü, dolayısıyla da hissedilen enerji oranı konusunda söz sahibi olan iki hormon. Serotonin gün ışığından, melatonin ise karanlıktan beslenir. Sonbahar ve kış aylarında uzayan geceler ve kısalan günler ise serotoninin azalmasına, melatoninin ise artmasına neden olur. Hormon seviyelerindeki bu değişiklik, ruh halinizi ve enerji seviyenizi olumsuz etkiler. Ayrıca sabah havanın geç aydınlanması da vücudunuzun hazır olmadan uyanması anlamına gelir. İşte, tüm bunların sonucunda mevsimsel depresyonlar yani halsizlik, kışın uyanamamak, mutsuz hissetmek gibi yansımalar ortaya Aylarında Daha Enerjik Olmanın YollarıMevsim değişikliğinin vücuttaki yansımaları kişiden kişiye değişebilir. Örneğin siz çok etkilenirken arkadaşınızda sadece uyanmakta zorlanma gibi bir yansıma oluşabilir. Ne olursa olsun, yaşanan bu değişimin sizi olumsuz etkilemesine izin vermemelisiniz. İşte, daha enerjik ve keyifli kış ayları için mutlaka hayata geçirmenizi tavsiye ettiğimiz önerilerGün Işığından Daha Fazla YararlanınGündüzler kısa, zamanınız kısıtlı; ama yine de gün ışığından olabildiğince çok yararlanmayı amaçlamalısınız. Eğer çalışıyorsanız ya da öğrenciyseniz bunun zor olduğunu düşünebilirsiniz, fakat aslında sandığınız kadar zor değil! İş yerinde stor perdeler varsa onları yukarı kaldırmak yapmanız gereken ilk şey olmalı. Öğrenci, ev hanımı ya da bir çalışan; hiç fark etmez. Mutlaka yapmanız gereken bir diğer şey ise öğle saatlerinde en az 15-20 dakikalık yürüyüşler yapmak. Eğer yolculuk yapacaksanız metro gibi araçları kullanmak yerine yürüyebilir ya da otobüs, vapur gibi gün ışığıyla daha çok buluşabileceğiniz araçları tercih edebilirsiniz. Ayrıca gün ışığını alan mekânlarda zaman geçirmeyi de Dikkat EdinHer mevsimde olduğu gibi kışın da enerjik olmak için elbette tükettiğiniz besinlerin önemi büyük! Protein, omega 3, C vitamini ve probiyotik ağırlıklı bir diyet belirleyebilirsiniz. Balık, turunçgiller, yumurta, havuç, yoğurt, kefir kış mevsiminin olmazsa olmazları arasında. Fakat bu vitamin, yağ ve mineralleri doğru miktarda alabilmek için diyetisyeninize danışmanızı ve ruhsal değişimler, daha fazla yemek yemenize neden olabilir. Ancak yatmadan en az 2 saat önce yemek yemelisiniz. Kan şekerinizin yükselmesine yardımcı olacak tatlı ihtiyacınızı ise sütlü tatlılar ya da bitter çikolata ile karşılamanızı İçmeyi İhmal EtmeyinSadece yediklerinizin değil, su tüketiminizin de çok önemli olduğunu hatırlatalım. Hareketin daha az olduğu ve havaların daha soğuk olması nedeniyle susuzluğun daha az hissedildiği kış aylarında yeterli miktarda su içmek gerekiyor. Günde tüketilmesi gereken su miktarı; cinsiyet, yaş, kilo, egzersiz gibi unsurlara göre değişiklik gösterse de minimum içilmesi gereken su miktarı, bir yetişkin için 2 litre olarak içmek, zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlayarak bağışıklık sisteminize katkı sağlıyor; organlarınızın zorlanmadan görevlerini yerine getirmesine yardımcı oluyor. Ayrıca kış günlerindeki soğuklar nedeniyle cildinizin ihtiyacı olan nemi, su içerek önemli ölçüde karşılamanız mümkün. Tüm bunların yanı sıra yapılan araştırmalar, yeterli miktarda su tüketerek daha az yorgun ve uykusuz hissetmenizin, daha iyi odaklanmanızın mümkün olduğunu kanıtlıyor. Spor YapınKaslarınızı rahatlatmak, vücudunuzdaki kan akışını düzenlemek ve stres seviyenizi düşürmek için spor yapmanızı öneriyoruz. Tabii burada ağır sporlardan bahsetmiyoruz. Uyandıktan hemen sonra ve uyumadan önce yapacağınız esneme hareketleri bile daha enerjik ve aynı zamanda daha keyifli hissetmenize yardımcı Vakit GeçirinEvet, biliyoruz; yapmak istediğiniz şey evinizde oturmak, belki dizi-film izlemek. Fakat mevsim değişikliği nedeniyle hissettiğiniz bu olumsuz duyguları aşmak için sevdiklerinizle zaman geçirmenizi öneriyoruz. Hatta mümkünse gündüz saatlerinde bir araya gelebilir ve gün ışığından da faydalanabilirsiniz!Kaliteli Bir Uyku ÇekinVücudunuz yaşadığı hormonal değişikliklere uyum sağlamaya çalışırken uyku düzeninize dikkat etmeyerek ne yazık ki yaşadığınız durumu daha zorlu hale getirebilirsiniz. Kişiden kişiye değişiklik gösterse de bir yetişkinin günlük uyku süresi 7-8 saat olarak daha enerjik uyanmak ve günü daha enerjik geçirebilmek için yapmanız gereken kesinlikle iyi bir uyku çekmek! Uyku öncesinde melisa, papatya gibi rahatlatıcı bitki çayları ya da ılık süt içerik ve ılık bir duş alarak vücudunuzu rahatlatabilir, uykularınızı daha kaliteli hale getirebilirsiniz. Elbette kaliteli uyku bundan çok daha fazlası! Rahat ve kaliteli uyku için yararlanabileceğiniz ipuçlarını yazımızdan Kontrolünden GeçinTüm önerilerimizi uygulamanıza rağmen yine de bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsanız kesinlikle bir uzman görüşü almanızı öneririz. Sorun, vücudunuzdaki vitamin ve mineral seviyelerindeki düşüklük ya da farklı bir durum olabilir. Gerekli testlerin ve tedavinin uygulanması için doktor kontrolü olmazsa olmaz!Dilediğiniz özel hastanede, ücret ödemeden, en iyi şekilde sağlık hizmeti alabilmek ister misiniz? Çare, MAPFRE Sigorta’nın sağlık ürünleri! İhtiyaç duyduğunuz teminatlar doğrultusunda oluşturabileceğiniz poliçeniz ile sağlığınız güvende! özellikle son 6 aydır içinde bulunduğum haleti uyumak sabah ise uyanmak gelmiyor gidiyorum canım çalışmak istemiyor ama eve gidip yatmak ya da deniz kenarına, avm ye vb. de gitmek de istemiyor. işten çıkıyorum. eve gidesim gelmiyor ama arkadaşları arayıp içmek, sohbet etmek de istemiyor. eve geliyorum. ne kitap okumak ne pc oynamak ne film izlemek hiç birini canım çekmiyor. sanıyorum, monotonluktan çok bunaldım ve artan sorumluluklar, geçim ve gelecek kaygıları, yaşanan bazı sıkıntılar hiçbir şeye heves gibi hisseden çok insan var mıdır yoksa sadece ben mi böyle hissediyorum merak öncelikle, yalnız olmadığımı bilmek beni bir nebze sevindirse de, genel olarak bu dertten muzdarip herkesin çare araması ve çözüm bulamaması çok yap, hobi bul vs diyen arkadaşlara pek kulak asamadım. zira zaten tonla uğraştığım hobim vardı. hiç birisini yapasım gelmiyor. yeni hobinin mevcutlara, yenilerini eklemekten başka işe yarayacağını b12 eksikliği akla yatkın gibi. doktor arkadaşlar bizleri aydınlatabilir mi? öncelikle yalnız değilsin. hepimiz delirmenin kıyısındayız. depresyonda herkes. kimse çözemedi daha. kolay mı yaşamak hem? şimdi biraz uyan. her şey sen merkezli değil, kendini çok da önemseme. iş yerindekine, en yakın arkadaşına, annene, sevgiline küserek zaman kaybetme. yaşa korkmadan. evet yaşamak zor, evet bu dünyaya gelmeyi biz seçmedik. öyle mi gerçekten? belki de biz seçtik? ama yaşamamak daha kötü. kime 'bu hayattan ne istiyorsun?' diye sorsan, 'mutlu olmak' cevabını alırsın. herkesin cevabı budur. ama 'mutluluk' dediğin, yapmayı sevdiğin şeyleri yaparken ortaya çıkan bir 'byproduct' aslında. yan ürün yani. asıl hedef hiçbir zaman kendine üç hobi edinmen;1. seni fit tutacak bir hobi yoga, ağırlık kaldırma, mma, yüzme, yürüme, koşma, dans, renk...2. yaratıcı olmanı sağlayacak bir hobi buraya yazmak?, okumak, bahçeyle uğraşmak, çizmek, poker oynamak, satranç...3. insanlarla tanışmanı sağlayacak bir hobi takım sporları, grupla birlikte seyahat, gönüllü çalışmalara müdahil olmaca, müzeye, galeriye gitmece, partileme, youtube, podcast çekmece...yaşa be dost sadece basitçe. hiçbir problem aklındaki hali kadar karmaşık değil. iste o anlarda yataktan belki bir hafta cikmiyorum. hayattaki en guzel sey uyumak ve yemek yemek. sonra neden plates topu oldum +1 ile katıldığım durum, sanırım gelecek kaygısı ile alakalı, yaptığınız hiç bir şey tad vermiyor, eğlenceli başlayan durumlar bile ızdıraba dönüşüyor, sanırım ankisiyete etkisi de var.. genelde pazartesi ve salı günleri içinde düştüğüm ruh hali biraz biraz bazı bazı herbirimizin içinde olduğu durumdur. işsizliğin tavan yaptığı canım ülkemde allah işi olmayanlara en gönüllerine göre iş bulmalarını nasip etsin öncelikle. işi olanlarımız için de özellikle azıcık ilgili ve bilgili ise torpil ve bir takım kayırmacılıkla üst pozisyonda olan kişiler tarafından vampir gibi emiliyorsunuz. emek verip bilgiye aç şekilde saldırdıkça daha fazla daha fazla sömürüldüğünüz oluyor. terfi veya bir üst adıma geçişiniz geciktikçe tam olarak haleti ruhiyeniz yavaş yavaş başlıktaki hale dönüşüyor. hayat ve aile üçgenine değinmeye gerek bile yok. bir an önce bu ruhiyeden çıkabilmek temennisi ile bende son 3 - 4 aydır bu ruh halindeyim. eskiden keyif aldığım hiçbir şeyden şuan keyif almıyor, delicesine sıkılıyorum. saatlerce boş boş gezebilirim hatta boş boş tavana da tükenmişlik sendromu olduğunu düşünüyorum. aslında şikayet edebileceğim hiçbir şey yok. ama delicesine mutsuzum. bunun çözümünün yine kendimde olduğunu biliyorum. kendimi sürekli meşgul edecek bir şeyler bulmam ve bu ruh halinden çıkmam gerektiğinin de farkındayım. ama içimden hiçbir şey yapasım gelmiyor. bu durumun geçici olduğunu söyleyip kendimi kandırmaya devam ediyorum. bkz hiçbir şey yapmak istememekyalnız değilmişsin, yeter ki aramayı bil. hiçbir şey yapmamak da, yapılması gereken duruma karşı gelindiği için aslında bir şey yapmaktır. gerçek sorunu herkes pas hobilerle veya spor vs şeyler ile bunlar atlatılmaz daha iyi şartlarda üzgün olursunuz hepsi yastığa koyduğunuzda yine o aynı boşluk geliyorsa sorunlarınızı sadece erteliyorsunuz kredi kartı gibi vücudunuz size ilerleyen zamanlarda bir ekstre keserkanser,intihar vb..allah korusun altından kaynağı ne diye soracak olursanız "sevgisizlik".arkadaş sevgisi,aile sevgisi,hayvan sevgisi,sevgili sevgisi,çocuk sevgisi hepsine ayrı ayrı ihtiyacımız var 10 yılda bireyselleşme o kadar arttı ve bu bireyselleşme sonucu sevgi çıtalarımız o kadar yükseldi ki kimseyi ya da hiç bir şeyi sevemez ortadoğunun göbeğindeyiz sevilmek dediğinde 1-0 gerideyiz e şimdi sevmeyide unuttuk 2-0 geriye motive edecek bir şeye ihtiyaç var ama bu hobiler değil para da değil din hiç saf bir sevgiliden mi gelir bir kediden mi yoksa anne babadan mı bunu insan kendi içinde çözmeli. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Günler kısaldı kısalalı, sabahları yataktan zor kalkmaya başladıysanız, içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa, kendinizi fazlasıyla mutsuz hissediyor, daha mutlu hissetmek için daha çok yemek yemek ihtiyacı hissediyorsanız ve işte verimliliğiniz düştüyse muhtemelen siz de kış yorgunluğundan mustaripsiniz. Merak etmeyin, tüm etkilerini yok edecek basit çareleri var. Uzak dursa ya bizden Kış yorgunluğu nedir? Kış yorgunluğu, tıpta mevsime bağlı duygu durumu bozukluğu SAD-Sessional Affective Disorder olarak tanımlanan ve ileri safhalarında depresyona dönüşebilen, oldukça yaygın ama kolayca tedavi edilebilir bir tür rahatsızlık. Tüm boyutları hâlâ tam olarak anlaşılamamakla birlikte uzmanlar, başlıca nedeninin gün ışığının azalması olduğunda hem fikir. Parlak güneşli günlerin geride kalmasıyla birlikte insan beyninin yeterli düzeyde melatonin veya serotinin hormonu üretememesinin ve insanların biyolojik saatinin dengesinin bozulmasının da etkili olabileceği düşünülüyor. Belirtileri ve etkileri kişiden kişiye değişim gösteren kış yorgunluğu, genellikle Eylül ayında başlıyor ve bazı insanlarda bahara kadar devam edebiliyor; dahası her yıl sürekli tekrar ediyor. Kadınlar erkeklere, gençler yaşlılara oranla kış yorgunluğu ya da depresyonuna yakalanmaya daha çok meyilli. Tek dişi kalmış canavar Kış yorgunluğunun belirtileri nelerdir? Kış yorgunluğu, kendini çok belirgin üç davranışla gösteriyor Sabahları zor ve bazen baş ağrısıyla uyanmak; miskin, bitkin ve nedensiz yere hüzünlü hissetmek ve iştahın artması. Uzun saatler boyunca uyuma isteği, depresif bir ruh hali, keyifsizlik, hayattan haz alamamaya bağlı olarak karbonhidratlı yiyeceklere eğilim gösterme, konsantre olmakta zorluk ve çalışma verimliliğinin düşmesi diğer belirtiler arasında. Peki, kendimizi daha iyi ve dinç hissetmek için neler yapabiliriz? İhmal etmeyin Bol bol ışık! Bizimki kadar güneşi göremeyen bazı Batılı ülkelerde kış yorgunluğu depresyona ilerlemiş kişiler için öncelikle fototerapi adı verilen ışık tedavisi uygulanıyor. İnsanlar, günde yarım saat boyunca güçlü bir ışığın karşısında öylece oturuyor. Garip evet ama işe yarıyor. Işık tedavisine ihtiyaç duyacak kadar depresyona girmesek de, daha dinç hissetmek için sabah kalkar kalkmaz güçlü bir ışıkla karşılaşmamız öneriliyor. Yatak odanızın ve uyandıktan sonra ilk uğradığımız yer olan banyonun ampullerini daha güçlü hale getirerek başlayabilirsiniz. Böylece sabahları daha yüksek voltajlı ışıkla karşılaşır ve daha kolayca kendinize gelebilirsiniz. Akşam yemeği yediğiniz salon ya da mutfağın ışığını artırmak da yararlı olacaktır. Enerji tasarruflu olanları tercih etmenizi öneririz. Üşenmeyin Bol bol oksijen! "Havalar bozdu", "Bugün hava yağmurlu, sonra görüşürüz", "Of hava berbat, yürüyüşe çıkmayıvereyim" demeyiniz. Dışarı çıkınız, gerekirse kendinizi zorla dışarı çıkartınız. Kış aylarına bakış açınızı değiştiriniz. Hava size göre kötü olsa dahi, günde yarım saati ev veya ofis dışında, açık havada yürüyerek geçirmelisiniz. Çünkü gün ışığı azalmış dahi olsa insan bedenini olumlu yönde etkilemeye devam ediyor. Ayrıca kapalı mekânlarda uzun zaman geçirmek, taze hava almanızı engelleyerek hem psikolojik hem de fizyolojik olumsuz sonuçlar doğuruyor. Kendinizi durdurun Karbonhidrat tüketiminize dikkat! Hafiften ağıra çoğu depresif ruh durumu, genellikle iştahın artmasına neden olur çünkü insan, böyle durumlarda daha çok karbonhidrat tüketme ihtiyacı hisseder. Bunu da genellikle hazır gıdalardan ve abur cuburdan karşılamaya kalkarız. Oysa içerdikleri kötü karbonhidrat ve yüksek oranda işlenmiş şeker, enerjimizi düşürdüğü gibi halsizlik hissini de artırır ve daha çok yemek yeme ihtiyacı doğurur. Sonuçta aldığımız kilolar da ayrı depresyon sebebi. Bu yüzden karbonhidrat ihtiyacınızı sebze, meyve ve baklagiller gibi sağlıklı besinlerle gidermeniz büyük önem taşıyor. Balığı sevin Omega-3 ve Omega 6 ağırlıklı beslenin! Omega 3 ve Omega 6’nın eksikliği, depresif ruh halini, konsantrasyon eksikliğini ve miskinlik hissini artırır. Yeterli düzeyde alımı ise kış yorgunluğunu alır götürür. Omega 3 en çok somon, alabalık, uskumru, tuna, mezgit, sardalye, ringa gibi yağlı balıklarda, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzeler ve kuru baklagillerde; ayrıca Omega 6 ile birlikte keten tohumu yağı, ceviz ve yumurtada bulunur. Haftada en az 2 kere balık tüketmek, yanı sıra diğer yiyecekleri de beslenmenize eklemek kısa sürede sizi çok daha iyi hissettirecek. Güneş tek çözüm değil D vitamini olmazsa olmaz! D vitamini eksikliği ya da yetersizliğinin tek başına bile depresyon sebebi olabileceğini biliyor muydunuz? Kemik ve kas gelişiminin yanı sıra bağışıklık sisteminin dengede olması için de oldukça önemli olan bu vitamini, en çok ve doğrudan güneşten alıyoruz. Karaciğerde depolanabilse de kış ayları geldiğinde stoklar tükenmeye başlıyor. Kendimizi bitkin hissetmemizin bir nedeni de D vitamini yetersizliği olabiliyor. Beslenmemize D vitamini içeren yiyecekleri daha çok ekleyerek, seviyesini artırmamız mümkün. Omega 3 ve 6 takviyesi için bahsi geçen balıklar, aynı zamanda D vitamini de içeriyor. Ayrıca tereyağı, süt, yumurta, tatlı patates ve yulaf, ayrıca maydanoz ve ısırgan otu da iyi birer depo. Örneğin sabah kahvaltınızı ince kıyılmış maydanoz eklediğiniz çift yumurtalı tereyağlı bir omletle yapmak, gün içinde yulaflı yiyecekler tüketmek eksikliği kapatacaktır. Hadi şımartın kendinizi Sıcak çikolata için! Kış yorgunluğuyla savaşmak için en tatlı silahımız sıcak çikolata. Kakaonun insan psikolojisi ve fizyolojisinde yarattığı olumlu değişimlere dair çok sayıda çalışma var. Kesin olarak bilinen şey ise kakaonun, sıcak olarak içildiğinde daha yararlı hale gelen yüksek düzeyde antioksidan içerdiği. Daha da önemlisi, kan dolaşımını hızlandırıp kan basıncını dengeleyerek beyne oksijen taşınmasına yardımcı oluyor. Böylece konsantrasyonu artırıyor ve hafızayı güçlendiriyor. Fakat piyasada satılan hazır sıcak çikolata karışımlarından bahsetmiyoruz. Doğrudan kakao ile kolayca hazırlanabilen sıcak çikolata tariflerini denemelisiniz. Ayrıca işlenmiş beyaz veya esmer şeker kullanmak, kan şekeri dengenizi bozacağından, sıcak çikolatanızı Hindistan cevizi yağı ile tatlandırmanızı öneririz. Hem enerjiyi artırır, hem de iştahınızı dengeler. Biraz daha şımarın Aromaterapiden yararlanın! Gün içinde kokusundan hoşlandığınız bitkisel yağlardan yararlanmak da rahatlamanızı, gevşemenizi ve iyi hissetmenizi sağlayabilir. Özellikle lavanta yağının, depresyon hastaları üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna dair bazı tıbbi çalışmalar bulunuyor. Nane, tarçın, portakal gibi güzel kokan bitkisel yağlardan istediğinizden birer damla burun deliklerinize sürebilir, bileklerinizi ve şakaklarınızı hafifçe ovabilirsiniz. Ayrıca çalıştığınız ortama, örneğin masanızın bir köşesine küçük bir kâse sıcak su koyup içine dilediğiniz yağdan birkaç damla damlatabilir, böylece ortamın hoş kokmasını da sağlayabilirsiniz. Şifa olsun Evde bazen çok sıkılıyorum, hiçbirşey yapasım gelmiyor.. Sizce bunalıma girmiş olabilir miyim? Üsküdar Üniversitesi NPSUAM Feneryolu Polikliniği'nden Prof. Dr. Orhan Doğan, ruh sağlığınızla ilgili sorularınızı cevaplandırıyor… SORU Evde bazen çok sıkılıyorum, hiçbir şey yapasım gelmiyor.. Sizce bunalıma girmiş olabilir miyim? Eşim de çok huysuz, hiç mutlu değilim. CEVAP Verdiğiniz bilgilere göre evde çok sıkılmanız yine evle ilgili olabilir. İnsanın mutlu olduğu yerde sıkılması beklenmez. İçinizden hiçbir şey yapmak gelmemesi de bununla ilgili olabilir. Mutsuzluğunuzda ise, sanki eşinin huysuzluğu önemli gibi görünüyor. Tüm bunlar bunalıma girdiğinizi göstermeyebilir. Bunun için rol ve sorumluluklarınızı ne kadar yerine getirebildiğiniz önemlidir. Öte yandan herkes için bunalımın anlamı farklı olabilir. Kısaca, belirttiğiniz yakınmalarınız depresyonla da ilgili olabilir. İlk yapılacak şey, eşinizin huysuzluğu ve mutsuzluğunuz için neler yapabileceğinize bakmaktır. Çıkış yolu bulamazsanız, bir psikiyatriste veya bir evlilik terapistine başvurabilirsiniz. SORU Ağabeyim hiç evden çıkamıyor. Kimseyle iletişim kuramıyor. 2 sene önce psikolojik bir tedavi gördü. Şimdi ilaç kullanıyor ve durumu iyi değil. CEVAP Ağabeyinizin içinde bulunduğu durum doğrudan rahatsızlığıyla ilgili olabilir. İçe kapanma, sosyal ilişkilerin olmaması ve muhtemelen başka belirtiler de vardır tipik olarak bazı psikotik bozukluklarda görülür. İlaç kullandığı halde durumunun iyi olmaması çeşitli etkenlerle ilgili olabilir İlaç dozunun az olması, ilacın beklenen etkiyi göstermemesi, sosyal desteğin yetersiz olması.. Bunlardan en kolay düzenlenebilecek olan uygun ilacın uygun dozda verilmesidir. Bu tür bozukluklarda özellikle ailenin sosyal desteği çok önemlidir. Şimdi ilaç kullandığı halde durumu iyi olmadığına göre, hemen bir psikiyatriste veya tedavi gördüğü hastaneye başvurmanız gerekir. SORU Ben nefret ediyorum okulundan, ailemden, yaşamdan hiç tat yok huzur yok bir de okulumu sevmiyorum. CEVAP Bu tür yakınmalar özellikle gençler arasında daha sıktır. Okuldan ve ailenizden nefret ettiğinize göre, lise öğrencisi olabilirsiniz. Gençlerde duygular ve düşünceler biraz abartılarak yaşanır. Anlık öfke her şeyi felaketleştirmeye neden olabilirken, anlık bir sevinç her şeye olumlu bakmayı sağlayabilir. Böyle durumlarda anlık durumun etkisinin biraz geçmesini bekleyin ve sonra sakin bir kafayla tepkinizi düşünün. Okulun, ailenizin ve yaşamın sizin için anlamı üzerinde biraz kafa yorun. Bu olumsuz duygu ve düşüncelerin neden ortaya çıkmış olabileceğini gözden geçirin. Daha sonra tarafların bu etkenlerle ilişkisine bakın. Örneğin, okul konusunda bir tarafta siz varken, öteki tarafta öğretmen ve öğrenciler vardır. Bu tarafların olaydaki rol ve sorumluluğunu nesnel objektif olarak değerlendirmek anlamayı ve çözüm bulmayı kolaylaştıracaktır. Yayınlanma Tarihi 10 Nisan 2012 Salı, 1010 Güncelleme Tarihi 10 Nisan 2012 Salı, 1013

içinizden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa